28 Mart 2015 Cumartesi

OKUMAK, YAZMAK VE DÜŞÜNMEK ÜZERİNE - ARTHUR SCHOPENHAUER

"Edebiyatta da işler tıpkı hayatta olduğu gibidir. Nereye gitseniz iflah olmaz bir insan güruhuyla karşılaşmanız kaçınılmazdır. Ordular halinde dururlar her yerde, doldururlar her yanı, her şeyi kirletirler, tıpkı sürü halinde dolaşan sinekler gibi. Her yerde, yaşamak için ihtiyaç duyduğu besini mısırlardan alan ve bir yandan da onları boğan ayrıkotları gibi sayısız berbat kitap. Okurların gerçekten iyi kitaplara ve soylu amaçlara ait olması gereken zamanlarını, paralarını ve ilgilerini sömürürler; oysa sadece para kazanmak ve kendilerine bir yer edinmek için yazılmışlardır. Sadece işe yaramaz olmakla kalmaz, aynı zamanda zarar da verirler. Günümüz edebiyatında piyasaya çıkan on kitaptan dokuzunun tek amacı halkın cebinden birkaç şilin aşırmaktır ve bunun için de yazar, yayıncı ve eleştirmenler güç birliği içine girmişlerdir."

5 Ocak 2015 Pazartesi

LATİN AMERİKA'NIN KESİK DAMARLARI - EDUARDO GALEANO



Beş yüz yıldır topraklarındaki zenginlikler nedeniyle kesintisiz bir yağma ve saldırıya maruz kalan Latin Amerika'nın hikâyesi; bütün insanlığın güç ve iktidar ilişkilerinin, emperyalist politikaların, savaşların altındaki nedenlerin, baskı karşısında mayalanan öfkenin, isyanın ve acının özetidir.

Altın, inci, kalay, gümüş gibi madenlerin; kakao, şeker kamışı, muz, pamuk gibi tarım ürünlerinin fışkırdığı bereketli topraklar, halkların yoksulluğunu doğurmuş, her daim başka kıtaların ihtiyaçlarını karşılamak üzere kimi zaman işgal, çoğu zaman da kukla yönetimler aracılığıyla talan edilmiştir. Üstelik saldırganlar hiçbir zaman niyetlerini gizleme ihtiyacı da duymamıştır. Meksika'nın fethi sırasında Hernán Cortés'in yardımcılığını yapan Bernal Diaz del Castillo şu sözlerle bunu açıkça ifade eder: "Tanrı'ya ve hükümdarımıza hizmet için geldik biz buraya. Fakat aynı zamanda, buradaki zenginlikler için de geldik." Köle taşıyan gemiler belki artık okyanusu geçmiyor ama köle tüccarları Çalışma Bakanlığı aracılığıyla işlerini sürdürmeye devam ediyorlar.

Yağma ve talanın olduğu yerde elbette direniş de var; Latin Amerika tarihi aynı zamanda Tupac Amaru'dan Hidalgo ve Morelos'a, Simón Bolivar'dan José Artigas'a, Zapata'dan Castro ve Che Guevara'ya kadar bugünümüze de ilham veren birçok ismin öncülüğünde gelişmiş bir ayaklanmalar tarihidir. Eduardo Galeano bu hırs, talan, yağma, kan, gözyaşı ve direnişle harmanlanmış yüzyılların dökümünü her zamanki sade ama çarpıcı diliyle kayıt altına alırken, belleklere kazınması gereken bir gerçekliğin altını kalınca çiziyor, bugünü anlamanın ipuçlarını incelikle satırlara döküyor, sömürüye karşı öfke kadar umudu da büyütüyor…

(Tanıtım Bülteninden)
Eduardo Galeano Kimdir?

Eduardo Galeano, Montevideo, Uruguay’da orta sınıf Katolik bir ailede doğmuştur. Çocukluğunda futbol oyuncusu olmak istemiş, gençliğinde birçok farklı işte çalışmıştır. 14 yaşında ilk politik çizgi romanı, Sosyalist Parti’nin haftalık yayın organı El Sol’da yayınlanmıştır. Gazetecilik kariyerine 1960’larda, Marcha’da editör olarak başlamıştır. 1973’teki askeri darbe sonucunda hapse atılmış, daha sonra da sürgüne yollanmıştır. Arjantin’e yerleşmiş ve bir kültür dergisi olan, Crisis’i çıkarmaya başlamıştır. 1976’da Arjantin’de Videla rejimi, askeri bir darbe ile iktidara gelince İspanya’ya kaçmak zorunda kalmıştır. Galeano, 1985 yılında geri dönebildiği Montevideo’da yaşamaktadır. Yazarın Ve Günler Yürümeye Başladı, Aynalar ile Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri isimli kitapları yayınevimiz tarafından yayımlanmıştır. Ateş Anıları Üçlemesi de yayın programımızdadır.


İnternet üzerinden satın almak için aşağıdaki adreslerden faydalanabilirsiniz (ama ben yine de gidip bir kitapçıdan satın alın derim..)

Etiket fiyatı: 24 tl

İDEFİX
KİTAPYURDU

D&R

27 Aralık 2014 Cumartesi

KİTAPLAR VE SİGARALAR - GEORGE ORWELL


“Kitaplar, gerçekten de okuyucuların yakınmalarına neden olacak kadar pahalı mıdır?” Sıkça sorulan bu sorunun cevabını bu kez George Orwell arıyor. İşe elindeki kitapların envanterini çıkararak başlıyor ve sigaraya harcanan parayla kitaba harcanan para arasında bir kıyas yapıyor. Cevap sizce ne?

Kitaplar ve Sigaralar, eleştirmenlik ve sahaflık da yapmış olan Orwell’ın sansürden başlayıp eleştirmenliğin çelişkilerine uzanan geniş bir yelpazede edebiyat camiasına ilişkin gözlemlerinden oluşan makalelerini bir araya getiriyor. Edebiyat dünyasına ve bu dünyadaki ilişkileri yöneten ve yönlendiren etiğe ilişkin özgün bir bakış açısı sunan Orwell, yazar, eleştirmen ve okurların panoramasını dönemin politik atmosferi eşliğinde değerlendiriyor.

“Sahafta çalışırken –eğer sahafta çalışmıyorsanız bu mekanı kafanızda çekici yaşlı beyefendilerin uçsuz bucaksız deri ciltli kitap sayfalarının arasında gezindiği bir tür cennet olarak canlandırmanız ne kadar da kolay– beni en çok etkileyen şey gerçek kitapseverlerin az bulunurluğu olmuştu. İlk baskı züppeleri, edebiyat sevdalılarından daha fazlaydı; ucuz ders kitapları için pazarlık yapan doğulu öğrenciler onlardan da çoktu; ama en çok yeğenleri için doğum günü hediyesi arayan kafası karışık kadınlar geliyordu. Örneğin 1897’de çok hoş bir kitap okumuş olan, kendisi için o kitabın bir nüshasını bulup bulamayacağınızı soran sevgili yaşlı hanımefendi. Ne yazık ki kitabın adını ya da yazarını hatırlamıyor, tıpkı hangi konuyla ilgili olduğunu da hatırlamadığı gibi; fakat kırmızı bir kapağının olduğunu unutmamış.”

(Arka Kapaktan)

Kitap, Sel Yayıncılık tarafından Levent Konca'nın çevirisiyle basılmış..

Yayınevi: Sel Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 119
Basım Yılı: Nisan 2014 (3. Baskı)
Fiyatı: 10 TL
Bir hatırlama yaparak devam edeyim. İnternetten kitap satın almak maddi açıdan karlı bir durum olabilir ancak bu manevi anlamda bir zararın ifadesi olacaktır. Sahaf gezerek, kitabı elinizle hissederek, ücret konusunda gerekirse pazarlık yaparak var edilen alışveriş sürecini ortadan kaldıran bir durum bu. Fiziki olarak mekanların ortadan kalkmasının ve sanal kitapçıların çoğalmasının önünü açan, kanımca distopik bir durum bu. E-Kitap satın almak ya da okumak gibi bir durum benim için.

Kitap, kitapçıdan alınır! İnternetten değil!..

Yine de zamanım yok, internetten satın almak istiyorum diyenlerdenseniz buyurun, internet üzerinden satın almak için bazı alternatifler: (Benzer indirimleri kitapçılardan da edinebilirsiniz, şanslıysanız :) )

İDEFİX
KİTAPYURDU

26 Aralık 2014 Cuma

SWASTIKA GECELERİ - KATHERINE BURDEKIN






















Modern toplumlarımızın günden güne totaliter rejimlere doğru kaydığı, filozof Slavoj Zizek’in dediği gibi kapitalizmle demokrasi arasındaki sonsuz evliliğin bittiği bir dönemde hepimizin kafasını kurcalayan şey nasıl bir geleceğin bizi beklediği. Eğer insanlık bu gelecekten işaretleri okuyamayıp bu geleceği değiştiremedeği takdirde Katharine Burdekin’in 80 yıl önce kurguladığı faşist bir dünya olabilir mi bizi bekleyen?
Şiddet ve hainiliğin erkeklere statü kazandırdığı, kadınların damızlık hayvan vasfına indirgendiği bu dünyada herkesin ortaklaşa taptığı tek bir şey vardır: LİDER.
1937’de Hitler henüz yaşarken yazılan bu roman, uzun süre unutulmuş ancak 1980’lerde tekrar gündeme gelmişti. 1984 ve Cesur Yeni Dünya gibi büyük distopik romanların arasında yer alan Swastika Geceleri en önemli feminist eserlerden biri olarak görülmektedir. 
Önsözden alıntılarsak: “Burdekin Swastika Geceleri’inde yedi yüz yıllık Nazi hegemonyasının ardından bir Avrupa hayal ederken, faşizmin tehlikeleri hakkında uyarıda bulunmaktan daha fazlasını yapıyordu. Burdekin’in kitabı, faşizm analizlerini, Hitler ve onun döneminin özelliklerinin ötesine geçerek ifade etmesi açısından önem taşımaktadır. Faşizmin erkek hegemonyasının olağan gerçekliğinden, cinsiyet rolleri açısından erkek ve kadınları kutuplaştıran bir gerçeklikten nitelik olarak değil, nicelik olarak farklı olduğunu iddia eden Burdekin, davranışın “eril” ve “dişil” şekillerini hicvetmektedir. Bu açıdan Nazi ideolojisi, “erkeklik kültünün” en uç noktaya ulaşmış halidir. Erkeklik kültüne karşı öne sürülen güçlü argumanların yanı sıra bu bağlantı, Burdekin’in kitabını 1930 ve 1940’larda yazılmış diğer pek çok anti faşist karşı ütpoya kitabından ayırır.”

(Tanıtım Bülteninden)

25 Aralık 2014 Perşembe

teslis'in ikincisi (Alberto Caeiro)

Bu benim çocuk İsamın öyküsüdür.
Filozofların fikirlerinden
ve din öğretilerinden
daha az doğru olduğunu 
düşünebilir misiniz?


Alberto Caeiro, Pessoa'nın yarattığı belki de en yakıcı alt kimliği ya 
da Ricardo Reis'in dediği gibi Caeiro, Pessoa'nın pagan yüzü. Pessoa, 
Teslis'in İkincisi şiirinde Caeiro'nun gözünden; cennetten kaçıp 
yeryüzünde yeniden bir çocuk olarak doğan İsa'nın naif ve hüzünlü 
hikayesini anlatıyor.



Fernando Pessoa Kimdir?


Fernando Pessoa, 1888'de Lizbon'da doğdu. Yedi yaşından sonra, üvey babasının konsolos olarak görev yaptığı Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Durban kentinde yetişti. Lizbon'a döndükten sonra, dönemin yenilikçi dergilerinden, özellikle de modernistlerin yayın organı Orpheu'da yazdı ve akımın önde gelen estetik kuramcılarından biri oldu. 1918'de İngilizce şiir kitapları yayınlamaya başladıysa da, Portekizce yazdığı ilk yapıtı Mensagem ancak ölümünden bir yıl sonra, olağanüstü zengin düş dünyasıyla ün kazandı. Kendi adının yanı sıra farklı yönlerini yansıtan hayali şairlerin (Alberto Caeiro, Ricardo Reis, Alvaro de Campos, vb.) adıyla değişik bakış açıları ve üsluplardaki yapıtlarıyla ve modernist hareket içinde oynadığı rolle, Portekiz edebiyatına Avrupa çapında önem kazandırdı.

Kitabın etiket fiyatı: 8 TL

aşağıdaki sanal mağazalardan değişen indirim teklifleriyle edinmek isteyebilirsiniz.

İDEFİX